Gergerlioğlu, “Kroman Çelik, halk sağlığını riske atmak istiyor!”
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kroman Çelik’in Gebze Tavşanlı Köyünde yapmak istediği cüruf depolama tesisinin ÇED toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Gergerlioğlu, tesisin bölgeye vereceği zararları anlatarak konunun takipçisi olacağını belirtti.
Kroman Çelik’in dibindeki evleri her gün camlarını silmek zorunda kalıyor
Göğüs hastalıkları uzmanı olduğunu belirten Gergerlioğlu, “Yaptığım çalışmalarda verdiğim soru önergelerimde çevrede ne kadar kanser hastalıklarının, KOAH’ın, astımın, alerjinin arttığını gözlemliyorum. Burada da yakın sürede eğer bir tesis yapılırsa bu hastalıklarda artış olur! Konuyu araştırdık, ÇED toplantısında fabrika yetkilileri sunumunu yapacak ama süreç şu anda bitmiyor. Ankara’ya gidecek ve orada biz yine takibini yapacağız. Ben uzun süredir Kroman Çelik’i takip ediyorum. Bu fabrika şuandaki hali ile çevreye çok büyük zarar veriyor! Kroman Çelik’in dibinde evleri olan yüzlerce insan ile konuştum, evleri is içinde ve her gün camlarını silmek zorundalar ve yine kirleniyor! Büyük bir çevre kirliliği, gürültü kirliliği oluşturmuş durumda. Zaten bu noktada sabıkalı bir fabrika, Çevre Bakanlığı’na çok kez soru önergesi verdim ve takibini yapıyoruz.” şeklinde konuştu.
Orman arazisine atık deposu yapmak istiyorlar
Tesisin Orman Bölge Müdürlüğü'ne bağlı 99 bin m2’lik bir alanda kurulmak istendiğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Bu alan için bir ön izin alınmış ve çevrede evler var. İkamet yerleri var! 410 metre doğusundaki Tavşanlı Mahallesi Akşemsettin konutlarına ait müstakil konutlar, 840 metre batısında Güzeller Mahallesi Gebze Emlak Konutları yer almakta. Tavşanlı Mahalle merkezi proje alanının 1750 metre güney doğusunda yer alıyor. Şuanda 250.000 ton cüruf atığı çıkartıyor fabrika, 2025 yılında bu 600.000 tona çıkacak! Bakın nereye gidiyor iş! Yüzey suları, atık kütlesine yüzeysel akış ve yağış sularının doğrudan teması ile erişecektir. Yağışın atıktan süzülmesiyle ortaya çıkan sıvı sızıntı suyu olarak isimlendirilir. Cürufun üstüne yağan yağmur zemine akarak havuzlarda depolanır. Su depolama sahaları kapasiteleri dolup kapatma yapılıncaya kadar “sızıntı suyu drenaj hattı” olarak çalışacaktır. Depolama Sahası kapasitesinin dolması ve kapatma işlemi yapıldıktan son örtü tabakası teşkil edildikten sonra da “yüzey suyu drenaj hattı” olarak çalışacak ve bu yağış suları tesisin dışına doğru doğaya deşarj edilecektir. Olası sel ve yoğun yağışta cürufun temas ettiği su doğaya salınabilir. Projenin 20 metre ilerisindeki dereye temas ederek tüm bölgeyi olumsuz etkileyebilir. Bu sular yer altı sularına sızıp büyük tehlike oluşturabilir.” ifadelerini kullandı.
Bitki ve hayvan türleri için tehlikeli
Başvuru raporunda bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliğine yönelik bilgi verilmediğini söyleyen Gergerlioğlu, “Bölgede endemik türde bitki çeşitliliği yer alabilir. Korunması gereken bitki türleri ÇED olumlu raporu verildiği takdir de risk altında olacaklardır. Tesisin kurulmak istediği bölgede birçok hayvan çeşitliliği vardır. Raporda hayvan çeşitliliğine de yer verilmemiş. Çevre sakinleri tarafından birçok kuş türü ve sürüngen türünün tesisin kurulmak istendiği bölgede yaşadığı bilinmektedir. Tilki gibi yaban hayvanları da çevre sakinleri tarafından bu alanda sıklıkla görülmektedir. Bunun yanı sıra çevrede hayvancılık devam etmektedir. Tesisin kurulmak istendiği bölgede birçok hayvan otlamaktadır. Ayrıca Gebze bölgesi birçok göçebe kuş türünün konakladığı bir bölgedir. Geniş bir alana yapılacak olan tesis kuşların göç güzergahını da olumsuz yönde etkileyecektir.” şeklinde konuştu.
Cüruf bölge halkının sağlığını tehlikeye sokar
Bölgede tarım faaliyetlerinin yürütüldüğünü belirten Gergerlioğlu, “Cüruftan yükselen toz veya sızıntı suları çevre halkının bitkilerine temas etmesi durumunda toplum sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir ve hastalıklar artacaktır. Proje kapsamında yer alan geri kazanım ve düzenli depolama tesisindeki faaliyetleri sırasında PM10 ve çöken toz, işletmede kullanılan araçlardan kaynaklı egzoz gazı emisyonları meydana gelecektir. Geri kazanım ve depolamada ortaya çıkan maddeler hakkında bilgi veriyorum. Başvuru dosyasında oluşacağı söylenen (PM10) Çapı 10 µm (mikrometre)'den daha küçük olan toz zerreciklerini ifade eder ve tüm kirleticiler arasında en zararlı ve tehlikeli olanıdır. Solunum yolu ile alınan PM10 kirleticisine solunum sistemi direnç gösteremez, bu kirletici akciğerin derinliklerine kadar nüfuz eder.” dedi.
Dere ve yeraltı kaynak sularını talan eder
Proje alanının 20 metre güneydoğusundan Suçıkan Deresinin geçtiğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Söz konusu alanın topografik olarak eğimli olması nedeniyle yamaçlardan gelebilecek yüzeysel ve yeraltı suları depolama alanındaki cürufla temas edebilir. Depolama alanındaki cüruflar veya sızıntı suları dereye karışabilir. Cürufun oluşturduğu PM10 gibi etkenler dereyle buluşması durumunda geniş bir alanı olumsuz etkileyecektir. Bu suları tüketen hayvanlarda olumsuz etkiler oluşturacaktır. İnşaat ve işletme aşamasında oluşabilecek her türlü atığın zemin ile temasının kesilerek sızdırmazlık sağlanması, atıkların ilgili yönetmeliklere uygun yöntemlerle bertaraf edilmesi, yeraltı suyu ve yüzeysel suların kirlenmesini önleyici tüm tedbirlerin alınması, Projesi planlanan tesisisin 20 metre güneydoğusundan geçmekte olan Suçıkan Deresine inşaat ve işletme aşamasında sıvı veya katı kirleticilerin kesinlikle akmaması, dere yatak güzergahının ve kesitinin bozulmaması, yeraltı suyunu miktar ve kalite yönünden olumsuz etkileyecek hiçbir faaliyette bulunulmaması gerekir dere yatakları ile etkileşim içerisinde olunmaması gerekmektedir. Bunlar ihmal edildiği taktir de büyük bir doğa ve rant talanıyla karşı karşıya olunacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Meclis gündemine taşıyacağım”
Kocaeli’nin deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Gergerlioğlu, “Gebze’nin yoğun yağış alan bir bölge olduğu göz önünde bulundurularak olası bir sel felaketinde veya depremde felaketinde sızıntı suları doğaya yayılıp Suçıkan Deresini ve yer altı su kaynaklarını kirletebilir. Bu bölgede yaşayan birçok hayvan türü bu suları tüketmektedir. Hayvancılık yapan çevre sakinleri de hayvanlarına bu suyu içirmektedir. Suyun kirlenmesi bölgede bulunan tüm hayvanların telef olması anlamına gelebilir. Şu an için kesin bir şey yok, bir süreç yürüyor ve gelmiş rapor sonrası halkımızın görüşlerine başvuruluyor. Biz de milletin vekili olarak buraya geldik, arkadaşlarımız vekillerimiz ile birlikte olaya müdahil oluyoruz. Ankara’da da takipçisi olacağız. Biz itirazlarımızı en geniş şekilde gündeme getireceğiz. Burada bulunan tüm insanlarımız da itirazlarını lütfen gündeme getirsin çünkü bunlar kayıt altına alınacak ve Ankara’da tekrar değerlendirilecek ama şu açık bir gerçek ki; şu andaki hali ile bile Kroman Çelik çevre hakkına riayet etmemekte! Toplum sağlığına riayet etmemekte! Gözlerim ile gördüm, ben zaten konuyu takip ediyorum, bir sürü soru önergeleri ile Kroman Çelik’in verdiği zararı Ankara’da konuşuyoruz. Bir de bunun üstüne böyle bir tesis geliyor ve bu tesisin de bu kadar harika bir doğaya vereceği zararları da az evvel aktarmaya çalıştım size. Biz bu tesisin yapılmasını istemiyoruz bu yanlış burada bitsin doğa talanını kabul etmiyoruz.” şeklinde konuştu.