Kıymetli okuyucularımız; Bugün size Kocaeli Dilovası ilçemizi biraz anlatmak istiyorum. Dışarıdan gördüğünüz ve duyduğunuzdan farklı bir yer, küçük ama işlevi çok büyük olan bu şehrimizde, bir gezinti yapmaya ne dersiniz? Anadolu otoyolunu, E-5’i, Kuzey Marmara Otoyolunu, Deniz Yolunu, Hızlı tren yolunu, tüm Marmara’yı birbirine bağlayan Osman Gazi Köprüsü’nü, Bilişim Vadisi’ni, OSB’leri incinmeden üstünde taşıyan, değerli bir şehirdir Dilovası. Bir günde neredeyse milyonlarca insan, bu şehrin içinden, belki de, bu şehri hiç görmeden, hiç tanımadan, “burada kimler yaşar acaba” demeden geçip gider. Sizde, bir gün bu şehrin içinden geçerseniz ve bu küçük ilçeyi tanımak isterseniz, önce Tavşancıl sahilde biraz soluklanıp, derin derin deniz kokusu alın. Ardından ilçemizin tarihinde önemli yer etmiş, Milli Mücadele Kahramanı, Şehit Yahya Kaptan’ın mezarını ziyaret edin. Yeşil Vadi de hayallere dalın. Köylere çıkıp, zeytin ve kiraz bahçelerini gezin. İlçe merkeze girdiğinizde samimi esnaflarımızla hasbihal edin. Kültürel özelliklerini koruyan, farklı şivelerde insanlarla tanışın derim. “Ne olursan ol, yine gel” demiş Mevlana. Dilovası da öyle, kim olursa olsun, hangi ülkeden, hangi ilden, hangi dil, din, ırktan olursa olsun bağrına basmış yıllardır ve bu sebeple de Aşure tatlısı tadında bir toplum oluşmuştur. Her ülkenin, her ilin kültürü ile harmanlanmış bu güzel şehrimiz, artık; hava kirliliğinin dışında farklı güzelliklerle de anılmalıydı. Elli bin nüfusu geçmiş bir halkı barındıran şehrin bir özelliği olmalıydı. Neydi bizleri bu şehre çeken etken, bu kadar kişi, köyünden memleketinden kopup geldiyse, mutlaka çekici bir gücü vardı. Evet, kıymetli okuyucularımız tabi ki var. Köyümüzde olmayan istihdam gücü, bizleri daha konforlu hayat yaşama imkanı sunacak, çocuklarımızı okutabilecek maddi kazanç yolu, burada fazlasıyla var. Sanayi ve ekonominin bel kemiği diyebileceğimiz bu şehir, ulaşımda sağladığı kolaylıklar, tarihi ve kültürel değerleriyle de ülkemizin can damarlarından biridir. Geleceğe dair bir hayali olan insanlar, köyünü toprağını bırakıp, bu şehre göç etmek istemiş veya maddi imkansızlık sebebiyle, göç etmek zorunda kalmıştır. Burada yaşayan her ailenin, bu ilçeye gelmek için, mutlaka farklı farklı bir hikayesi vardır. Kimi korkuyla anmıştır bu şehri, kimi fabrika dumanlarıyla. Dilovası’nda, 26 yıldır yaşayan bizler de, minnetle anıyoruz bu şehri. Neden diye sorarsanız? Evet, bu şehre bir vefa, bir minnet borcumuz var. Bu şehir bizim gibi binlerce kişiyi, yoklukla geldiği köyünden, bağrına basarak kabul etti ve çalışarak emek veren herkesi, hiç eli boş bırakmadı. Burada iş imkanı bulan binlerce aile, daha sonra ev, araba sahibi oldu. Çocuklarını büyüttü, okuttu ve bu ülkeye, doktor, öğretmen, avukat, asker, polis gibi değerli insanlar yetiştirdi. Kültürel farklılıkları ile de ayrı bir güzeldir Dilovası. Doğusuyla batısıyla, kuzeyi güneyiyle gelen herkes burada kardeşçe yaşamayı öğrendi, kabuğunu kırdı, din, dil ve ırk ayrımının. İnsan olduğunu kavradı, aklını iyi kullanabilenler, insanca yaşamanın tadına vardı Dilovası’nda. Bir gün yolunuz düşerse, bu şehri tanımak için mutlaka uğrayın. Yokluğu iliklerine kadar hissetmiş değerli insanların samimi hikayelerini dinleyin. Doğduğum değil, doyduğum şehir DİLOVASI’na minnetle. Sevgi ve saygılarımla. Bahriye Gürpınar Geredeli Sosyolog- Yazar- Aile Danışmanı