6 Şubat gecesi Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili etkileyen 2 büyük deprem yaşandı. Binlerce binanın yıkılması sonucu yüreğimizi yangın yerine çeviren çok büyük acılar yaşandı. Mevsimin kış olması ve depremin çok geniş bir alanı etkilemesi felaketin boyutlarını daha da artırdı.
17 Ağustos 1999 Gölcük depremin merkezinde olan Kocaeliler olarak yaşanan acıları çok iyi hissedebiliyoruz. Gece yarısı yıkılan binlerce bina altında kalan binlerce can ve giden hayatlar,umutlar , yok olup giden aileler bizleri de enkaza çevirdi. Bu acıyı çok iyi anlayan Kocaeliler Türkiye’nin her bölgesindeki vatandaşlar gibi ilk günden itibaren büyük bir özveri ile deprem bölgesine akın edip depremzedelerin yardımına koştular. Ölmek mi daha zor hayat da kalmak mı daha zor sorusu depremzedeler için çok daha büyük bir kederdir. Enkazdan sağ çıkartılan fakat aile bireylerini ,evlerini ,işlerini kaybeden depremzedeleri daha zor bir hayat bekliyor. Allah onlara da sabır ve dayanma gücü versin.
Ülkemiz maalesef bir deprem ülkesidir. Bu mutlak gerçeğe uygun imar ve iskân politikaları, afet yönetim politikaları ve toplumsal bilinci artırmaya yönelik politikalar uygulanması gerekir. Ancak bilimin ışığında bu politikaları uygulamak yerine maalesef kaderci bir anlayışla deprem gerçeğinin felakete dönüşmesine seyirci kalınıyor. Depremler bu coğrafya da olmaya devam edecektir. Bu gerçeğe hazırlıklı olmak ve çözümler üretmek zorundayız. Maalesef Kahramanmaraş merkezli deprem ülke olarak depremlere çok da hazırlıklı olmadığımızı gösterdi.
DEPREM SONRASI TÜRKİYE’NİN GENELİNDE OKULLARIN TATİL EDİLMESİ
Almanya 2. Dünya savaşında yerle bir olduğunda ilk ayağa kaldırmaya çalıştığı binalar, okul binaları olmuştur. Eğitime bu kadar önem veren Almanya sadece 10 yıl sonra Avrupa birliğini kuran 6 ülkeden biri haline gelecek kadar güçlenebiliyordu. Bizde deprem bölgesinde olmayan okullar ve üniversiteler de tatil ediliyor. Depremzedeler elbette kapalı mekanlara yerleştirilmesi gerekir . Ancak bu durum eğitimi aksatacak şekilde öğrenci yurtlarına değil daha farklı alternatifler aranması gerekirdi. Tek çıkış yolumuz bilimdir. Daha iyi mühendisler ,mimarlar , şehir planlayıcıları ve onları denetleyecek vicdanlı yöneticiler yetiştirmektir. Bunun içinde eğitimin her halükarda devamlılığı ve kalitesi son derece hayati bir konudur.
HALUK LEVENT BU ÜLKENİN VİCDANIDIR
Lise ve Üniversite yıllarımda şarkılarını en çok dinlediğim sanatçı Haluk Levent son yıllarda önemli bir iyilik hareketi oluşturdu. Sanatçı olmanın sağladığı konforlu alanda rahat bir hayat yaşamak yerine derdi olan insanların dertleri ile ilgilenmeye başladı. Haluk Levent’in ''AHBAP'' derneği uzun zamandır dezavantajlı kişilere karşı önemli yardımlar topluyorlardı. Yaşanan bu büyük depremde Haluk Levent ve ekibi çok önemli işler başardılar. Deprem enkazı sonrası oluşan toz bulutunda güneş gibi doğdular. Haluk Levent ortaya koyduğu gönülden iyilik hareketi ile bu ülkenin vicdanı ve değeri olduğunu tekrar kanıtladı.